Bağış Yap
Ana Sayfa / Bağış Yap
Bağış Yap
AVRUPA ALEVİ DÜŞÜNCE DERNEĞİ
Avrupa Alevi Düşünce Derneği’nin diğer Alevi kurumlarından ayıran inanç boyutlu çalışmalar yapmak yerine toplumsal, ekonomik çalışmalar yapmak. İnanç çalışmalarını zaten yapan Alevi derneklerinin var olduğunu belirten Avrupa Alevi Düşünce Derneği Genel Başkanı İsmet Abbasoğlu, kurumların sadece inançsal çalışmalar yapmak yerine, kişisel gelişim, ekonomik ve toplumsal çalışmalar yapmaları gerektiğini de ekledi.
2016 yılından beri faaliyette olan Avrupa Alevi Düşünce Derneği, örgütlenmesini daha çok yurt içinde yapan ancak Avrupa’da örgütlenmeyi hedefleyen bir Alevi kurumu. Genel merkezi Ankara olan derneğin İzmir, İstanbul Bakırköy, Beylikdüzü, Bahçelievler ve Şişli şubeleri mevcut. Ayrıca Avcılar ve Beyoğlu şubeleri de kurulma aşamasında. Avrupa’da ise Alman’yanın Berlin ve Münih kentinde temsilcilikleri olan dernek Sırbistan ve Karadağ’da da örgütlenme çalışmaları yapıyor.
Avrupa Alevi Düşünce Derneği’ni diğer Alevi kurumlarından ayıran en büyük özellik ise inanç merkezli çalışmalar yapmıyor olması. Derneğin Genel Başkanı İsmet Abbasoğlu, kuruluş amaçlarını, çalışmalarını ve ne yapmak istediklerini PİRHA’ya anlattı.
GAYE ALEVİLİĞİN KURUMSAL YAPISIYLA İLGİLİ ÇALIŞMALAR YAPMAK
İlk çıkış noktalarının İngiltere olduğunu söyleyen Abbasoğlu, süreç içerisinde beraber yola çıktıkları arkadaşlarının bazılarının partileşme çalışmaları olduğunu bunun için onlarla bir yol ayrımına girerek tekrar Türkiye merkezli bir örgütlenmeye gittiklerini ifade etti. Herhangi bir kurum, parti ya da düşünceyle bir arada olmadıklarını kaydeden Abbasoğlu, bağımsız bir kuruluş olarak hareket ettiklerini ve gayelerinin Aleviliğin kurumsal yapısıyla ilgili toplumsal ve ekonomik çalışmalar yapmak olduğunu vurguladı.
KENTLEŞEN ALEVİLERİN SIKINTILARI
Aleviliğin yüzyıllardır süre gelen kültürel ve tarihsel bir gelişimi olduğunu hatırlatan Abbasoğlu, şu anda kentleşen Alevilerle ilgili bir çalışma yaptıklarını belirterek kentleşen Alevilerin sıkıntılarını şöyle anlattı:
“Kentleşen Alevilerin en büyük sıkıntılarından birisi cemevi veya cemevinin yaratmış olduğu cenazeyi kaldırma ile cenazeden sonra yapacak olan ritüellerin sıkıntıların olması. Çünkü Aleviler kendi köylerinde ve yerleştikleri yerlerde bunu kolaylıkla yapabiliyordu ama büyük kentlerde ibadethane olarak sadece caminin olması ve kendilerini burada uzakta görmesi veya o cemaatin Alevilerin kabul etmemesiyle birlikte zorunlu bir ihtiyaçla birlikte ortaya çıktı.”
KURUM DEDE İLİŞKİSİ
Aleviliğin temel taşlarından birinin inanç önderliği ve en önemli kurumsal kimliğinin bulunduğu yerin ocaklar olduğunu vurgulayan Abbasoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Her aile bir ocağa bağlıdır ve ocağın bir dedesi var. Ocak da kendi içerisinde o dedeyi yetiştirir. Tekke ve zaviye kanunuyla birlikte bu sürecin bir bitiş noktası oluştu ve dergahlar kapatıldıktan sonra ocağın süre gelen nesilden nesle olan aktarımı bir noktadan sonra tükenmeye başlandı. Şimdi dedenin 5 çocuğu var ama 5’i de bir değil. Siz de bunu sorgulayamazsınız dedenin çocuğu dededir ‘sen dede değilsin’ diyemezsin. Bunu bir talip söyleyemez bunu bir başka dede de söyleyemez. O da diyecek ki ‘sen bunu neye göre değerlendiriyorsun’. Burada bir çelişki oluşmaya başlanır. Ve dedelerin toplum üzerindeki eski güvenirliği ve saygınlığının yitirilme süreci başladı her kurumda her yapıda. Çünkü insanız çürütülmüşlük veya kötü meziyet ve yetenek aslında dedelerde de olabilir. Sonuçta herkesin ortak noktası belki soydan gelen bir farklılık ama sonuçta insanız ve insanın nefsi ve karakter yapısı vardır. Herkes birbirine uymuyor kardeşler arasında bile farklılıklar olabilir. Bu da kendi içerisindeki sizin yüz tane yaptığınız iyiliğin karşısında yaptığınız bir tane yanlış hepsini bitirilebiliyor.
Yeni nesil Alevi topluluğunda dedelere olan saygının sorgulanma durumunda asıl sıkıntı başlıyor. Bu sefer kurumlar saygın kurumun asıl noktası olan dedelerinse saygınlığı tartışılmaya başlandıysa asıl sıkıntı burada kurumsal yapıların saygınlığı daha önemli bir plana gelmeye başlıyor çünkü insanlar orayı daha önemsemeye başlıyor. Dede sadece orada görevini yapan bir memur veya bir görevli statüsüne geliyor.
Bizce Alevilik inançsal anlamda yaratana en yalın şekilde ulaşabilen yegane inanç temelli bir oluşum. Çünkü özünde insan var. Yaratanı insanda görmek, yüreğinde hissetmek bunu bir rehbere ona buna da gerek yok. Rehber kültür için, tarih için çünkü Alevilerin yazılı bir kaynağı yazılı bir tarihi yok. Bu tarih canlı bir tarih dede, dedeyi kuruttuğunuz zaman yok ettiğiniz zaman, o ocağı yok ettiğiniz zaman, ocağın yanan ateşini siz söndürdüğünüzde o zaman farklı ateşler çıkacak.”
“KURUMLAR İNSANLARA FAYDALI ÇALIŞMALAR YAPMALI”
Alevi kurumlarının gelirini cemevlerinden kazanan kurumlar yerine kendi ekonomik kazançlarını üretimden gelen çalışmalar yaparak elde etmeleri gerektiğini ifade eden Abbasoğlu, kurumların insanlara faydalı çalışmalar yapmaları gerektiğini söyledi. Kendilerinin girişimcilik eğitimi vermek için KOSGEB ile protokol imzaladıklarını ve bu eğitimi almak için tek koşulun derneğe üye olmak gerektiğini dile getiren Abbasoğlu, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Alevi iş insanlarına katkı sunabilmek kendi projelerini yapabilmeleri ve üretime katkı sunabilmek ve bunun haricinde eğitim ve istihdama yönelik özel projelerimiz var. Yani iş atölyeleri oluşturmaya başlayacağız Beylikdüzü şubemizde. Milli eğitimle protokol imzaladık tüm meslek kurslarını açıp bunlarda insan yetiştirmek için. Bunun yanında hem yurt içi hem yurt dışı istihdam noktasında çalışmalar yapmayı hedefledik. Alevi kurumlarının amacının sadece inançsal boyutu değil de Alevi insanın kişisel anlamda gelişeceği şeyler de sunması lazım. Bunu yapamazsak zaten bir yerlerde tıkanırız. Sadece tarikat mantığı gibi içi boş, korkuların çok fazla olduğu, özgürlüğün çok daha az olduğu bir topluma dönüşürüz.”